DÜZGÜN Partisi Genel Başkanı Meral Akşener, Ankara’da düzenlenen ÂLÂ Partisi Seçim Beyannamesi ve Milletvekili Adayları Tanıtım Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.
Akşener’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle oldu:
BİZE GEÇMİŞİMİZİ UNUTTURMAK İSTEYENLER VAR: 14 Mayıs’ta tarih yazacak olanlara selam olsun. Her zaman güzelden yana olanlara selam olsun. Harap olmuş bir ülkeyi uçurumun kenarından çekip çıkaranlara selam olsun. Bir çift mavi gözün peşinden koşanlara selam olsun. Tüm zorluklara, imkansızlıklara, acılara rağmen bu cennet topraklarda bizleri bu güneşin altında buluşturan o büyük destana, o büyük cumhuriyete hamdolsun. Ne yazık ki bugün Türkiye’de bize geçmişi unutturmak isteyenler var. Bizi 20 yıllık bir kısır döngüye sıkıştırmak isteyenler var. Tarihimizi küçümseyerek kendilerini büyütmek isteyenler var. Cumhuriyet değerlerimizi yok sayanlar var. Ne yazık ki bugün Türkiye’de tarihin yüzkarası, vicdanı kara, günaha kara bir ahlak olan uçarı, beceriksiz ve yüzsüz bir hükümet var.
YETERLİ BAKIN: Derdinize derman bulmaya çalışan aziz milletim merak etmeyin bakın uygun olanlar var. Hayatı hiçe sayılan, varlığı yok sayılan, kendisine biçilen hayatı yaşamaya mecbur kalan ablalarım umudunuzu kaybetmeyin, bakın burada nezih insanlar var. Tüm dümenlere, barikatlara ve hatta mermilere rağmen hala buradayız. Milletimiz bu aciz hükümet yüzünden günlerini diri gibi geçiriyor, her gün ölüyor. Onu boğan kederden nefes bile alamıyor. 14 Mayıs’ta tarih yazacağız. Kahramanmaraş’ta, Adana’da, Diyarbakır’da, Gaziantep’te, Osmaniye’de, Şanlıurfa’da, Kilis’te, Malatya’da halkımızı yaşatamadılar. Mesela Recep Bey çıktı ‘Kader planı’ dedi. ‘Ölüm bu işin doğasında var’ dedi. Hatta dün Hatay’da daha da ileri giderek ‘Bu depremde rahmet var’ dediler. Bunu söylemek için çok ileri gittiler. Sonuç neydi? Ne selde, ne depremde, ne mayın felaketinde insanımızı yaşatamadılar.
GÜZEL KADIN YAŞAMAZ: Mesela ‘Ya davulcu, ya zurnacı’ dediler, ‘Kadın evinin süsü’ dediler, ‘O saatte orada ne işi var’ dediler. Ve bunu yargıçlar söyledi, yargıçlar! Sonuç neydi? Ceren, Özgecan, Emine, Dilara, Raziye ve daha birçok kadını yaşatamadılar. Omuz omuza duruyoruz. Milletimizin içine düştüğü bu çaresizliği reddediyoruz. Türkiye’de yaşamanın bu kadar zor olduğunu reddediyor ve bugün burada hep birlikte, barış ve huzur için çok değerli bir adım atarak, adaletsizliğin kararlaştırıldığı bu çarpık düzene son vermek için buradayız. insanlarımızı yaşatamayacak bir kayıtsızlık. Önce millet, vatan diyerek her inanç, fikir ve yaşam tarzından insanımıza hak ettikleri saygıyı göstererek yeni bir toplumsal sözleşme vaad ediyoruz.
ADALET KENDİNİ SEVMEK DEMEKTİR: Toplum sözleşmemizin ilk unsuru adalettir. Adalet, millete hak ettiği yaşam standartlarını sunmanın erdemidir. Demokratik bir hukuk devletinde adalet anlayışı, insanlara kanun önünde eşitlik sağlamakla kalmaz, aynı zamanda toplumsal gelişmenin de önünü açar. Bugün ülkemizdeki adalet anlayışı AK Parti eliyle evrensellikten uzak, iktidar mensuplarının yararlandığı bir kavram haline dönüşmüştür. Adalet, kişinin kendi çıkarını gözetmesi demektir. Milletin cebinden çıkarıp kendi cebine koymak demektir. 5, 10, 15 maaş almak demektir. Onlara göre adalet, çocuklar lüks arabalara toz kaka atarken başkalarının aç yatması demektir. Bir gün adalete en çok ihtiyaç duyulacağını unutuyorlar ama biz GÜZEL PARTİ olarak buradan konuşuyoruz. Recep Bey ve arkadaşlarına adil davranacağımızın sözünü veriyoruz. Bu ülkedeki milyonlarca mazlum gibi onlar için de adaleti sağlayacağımızı söylüyoruz. (HABER MERKEZİ)
