Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Bilim Yayma Vakfı tarafından Sabahattin Zaim Üniversitesi Halkalı Yerleşkesi’nde düzenlenen “lisansüstü öğrenci buluşması” etkinliğinin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Kalın, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile MİT Başkanı Hakan Fidan’ın Rus ve Suriyeli mevkidaşlarıyla 28 Aralık’ta Moskova’da yaptıkları görüşmenin, Türkiye’nin 11 yıl sonra “Suriye rejimi” ile kurduğu “ilk temas” olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
“O görüşme olumlu bir havada geçti. Bundan sonra atılacak somut adımlar elbette sürecin yönünü belirleyecektir. Bizim açımızdan sınır güvenliği, PKK terör örgütü ve uzantılarına karşı somut adımlar atılması, PYD ve YPG, Suriye tarafında mültecilerin ve yerinden edilmiş kişilerin dönüşü” dedi. Astana süreci başlığı altında Suriye vatandaşı olan Suriye vatandaşlarının Anayasa Kurulunda görevlerine devam etmesinin sağlanması ana gündem maddelerimizdir. Bu alanlarda ilerleme sağlamak için bu temaslar kuruluyor. Burada sonuç aldıkça süreç hızlanacak ve daha somut sonuçlar almamızı sağlayacaktır. Biz bunu yaparız. Hem ülkemizin çıkarları için hem de Suriye halkının korunması, çıkarları, hakları ve hukuku için yapıyoruz.”
“Uzun süredir dünya Suriye meselesine ve Suriye halkına adeta sırtını döndü”
Suriye’de büyük acılar yaşandığını hatırlatan Kalın, şunları kaydetti:
“Bu acıların daha fazla devam etmesini istemiyoruz. Dünya uzun bir süredir Suriye sorununa ve Suriye halkına adeta sırtını dönmüştür. Suriye’de yerinden edilmiş Suriyeli kardeşlerimize insani yardım ulaştırılması en iyi yoldur. Siyasi süreci ve anayasa komitesinin çalışmalarını sürdüren Türkiye, bu konuda en çok çaba harcayan ülke. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konudaki dirayetli liderliği ile Suriye halkının korunması, hak ve hukukunun gözetilmesi adına çok önemli kazanımlar elde edilmiştir.”
Kalın, Türkiye’nin sınır güvenliği kadar bölge ve Suriye halkının güvenliğinin de önemine dikkat çekerek, sonunda bir güvenlik hattını daha da güçlendirmenin Türkiye için son derece değerli olduğunu vurguladı.
“Terör koridoru ve devletçik ya da benzeri bir yapının kurulmasına izin vermedik”
Türkiye’nin daha önce Suriye’ye yönelik 3 askeri operasyon gerçekleştirdiğini hatırlatan Kalın, şöyle devam etti:
“Bu operasyonlardaki amacımız hem Suriye’nin toprak bütünlüğünün hem de Türkiye’nin sınır güvenliğinin sağlanmasıydı. Bu müdahaleler olmasa Irak sınırından Akdeniz’e uzanan bir terör koridoru PKK/PYD kontrolünde kurulacaktı. /YPG yapısı, oradaki Türk askeri, Cumhurbaşkanımızın kahramanca mücadelesi ve bu süreci başkomutan olarak yönetmesi neticesinde orada terör koridoru, devletçik veya benzeri bir yapının kurulmasına izin vermedik. Bu askeri müdahale ve operasyonlar, yeni göç dalgalarının önlenmesinde kilit rol oynadı: “3 milyondan fazla insan sıkıştı ve bu sıfır noktası. Bu insanlar güneyden, rejimden veya başka yerlerden gelen baskı, baskı veya saldırı sonucu harekete geçerlerse gidecekleri tek yer Türkiye’dir. Ancak Türkiye’nin daha fazla mülteci alma yeteneği ve fırsatı artık söz konusu değil.”
Daha fazla mültecinin Avrupa’daki mülteci krizini tetikleyeceğine işaret eden Kalın, Avrupalıların ve Amerikalıların da Türk askerinin Suriye’deki varlığından memnun ve minnettar olması gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin ABD’ye yaptığı açıklamanın son derece net olduğunu belirten Kalın, şunları kaydetti:
“Bugüne kadar terörün her türüne karşı kararlı bir şekilde mücadele ettik. Bunu müttefiklerimizle yapmayı tercih ediyoruz ama müttefiklerimiz yanlış ortaklar seçer ve yanlış kişilerle muhatap olursa, ABD ve ABD örneğinde olduğu gibi. PYD, Türkiye’nin kendi sorunlarını çözeceğini ve kendisine yönelik terör tehditlerini ortadan kaldıracağını belirterek, “Önümüzdeki dönemde Türkiye, Rusya ve Suriye’nin ortasında yürütülen çalışmaların teröre, mültecilere, mültecilere yönelik çabalar açısından hayırlı sonuçlar vermesini temenni ediyorum. sınır güvenliği ve siyasi ve anayasal komitelerin sürecini ilerletmek.”
‘Yunanistan’la kavga etmek gibi bir gündemimiz yok’
Kalın, Türkiye ile Yunanistan arasında Akdeniz’de yaşanan gerginliğe de değinerek, şunları kaydetti:
“Yunanistan’la kavga edecek bir gündemimiz yok. Yunanistan her gün oturup ne yaptığını izlediğimiz bir ülke değil. Ege’de huzur ve sükunet ortamı istiyoruz. Sorunlarımızı müzakere yoluyla çözelim diyoruz.” Yunan tarafına, Yunanistan Başbakanı Miçotakis’e en başından beri yaptığı açıklama çok açık ve nettir.Sorunlarımızı ikili olarak kendi aramızda çözelim.Türkiye’ye baskı kurma politikanızın ne olduğunu bilmelisiniz, görmelisiniz ve anlamalısınız. Üçüncü tarafları sürece dahil etmek sonuç vermeyecektir.Öte yandan bizler, birebir coğrafyayı paylaşan ve tarihi bir geçmişe sahip iki toplum ve ülke olarak müzakere, karşılıklı diyalog ve birbirimize bağlı kalarak bu sorunları çözebiliriz. iletişim kanalları açık.Bu doğrultuda hep bir adım önde olduk.”
Yunan mevkidaşı ile geçtiğimiz ay Brüksel’de bir görüşme yaptığını, bu görüşmede Alman mevkidaşının da hazır bulunduğunu belirten Kalın, şunları kaydetti: Orada aldığımız kararlar çerçevesinde ilerleyerek bu gerilim ve çatışmaların en aza indirilmesini, sorunların barış ve müzakere yoluyla çözülmesini ve tansiyonun düşürülmesini tercih ediyoruz. Ancak Türkiye’ye yönelik bir hak ihlali, sınır ihlali veya taciz söz konusu olduğunda Türkiye bunlara yanıt vermekten çekinmiyor.dedim.
Gazeteciler, Enerji Bakanı Fatih DönmezMart ayı sonu itibari ile Sakarya Gaz SahasıTürkiye’deki doğal gazın konutlara verilmeye başlanacağı sözünü hatırlatan Kalın, bunun Türkiye için büyük bir kazanım olduğunu söyledi.
TPAO ve diğer uluslararası şirketlerin o bölgede yeni güzel gelişmelerin yaşanabileceğine dair daha olumlu ve umutlu bir beklenti içinde olduklarını belirten Kalın, şöyle devam etti:
“Sadece Karadeniz’de değil, Akdeniz ve Doğu Akdeniz’de de yeni gaz rezervlerinin olacağı tahmin ediliyor. Biliyorsunuz diğer ülkeler de arama çalışmaları yapıyor. Zaman zaman değerli keşifler de yapılıyor. Umarız bir gün biz de bu keşiflerden birini yaparız.Öte yandan bildiğiniz gibi hem TANAP Azerbaycan gazı hem de Türk Akımı Rus gazı Türkiye’nin temel gaz ve enerji ihtiyacının karşılanmasında çok önemli rol oynamıştır. açısından çok merkezi bir ülke haline geldiğini
‘Türkiye bölgesel ve küresel güç jeopolitiğinde daha kritik bir ülke haline gelecek’
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye’nin kendi güç limitleri ve doğal gaz depolama tesisleri ile geleceğe hazırlandığını belirterek, şunları söyledi:
“Azerbaycan ve Rus gazı, belki İran gazı, Türkmen gazı, Katar LNG’si, Irak gazı ile Türkiye’nin yakın dönemde dünyanın en değerli gaz merkezlerinden biri haline gelmesi giderek daha mümkün ve bekleniyor. doğal gaz fiyatları açısından vatandaşa olumlu yansıyacak” diye konuştu. Aslında şu anda konuta verilen gazın yüzde 75’ini devletimiz sübvanse ediyor. Yani yüzde 25 yansıyor. Ne yazık ki uluslararası gaz piyasaları bizim kontrolümüzde değil. Fiyatları biz belirlemiyoruz. Olağan gaz noktasında dışa bağımlılık bizim için önemli ekonomik maliyetler oluşturuyor.” 170 kilometre açıkta, denizin iki bin küsur metre altında, doğal gaz tesislerimize getirin.Bu tamamen Türk mühendislerinin bilgi ve becerisiyle yapılıyor.51 gemilik bir filo çalışıyor ve bu Bunların hepsi yapılıyor. Türkiye’nin imkan ve kabiliyetleri ile gerçekten hepimiz için gurur verici bir an.Ancak önümüzdeki 5-10 yıllık perspektifte düşündüğünüzde Türkiye bölgesel ve küresel güç jeopolitiğinde daha kritik bir ülke haline gelecek.”
haberpolatli.xyz